İSTANBUL, – Kas güçsüzlüğü, çift görme ve yutma zorluğu gibi belirtilerle kendini gösteren nadir bir nöromüsküler hastalık olan Myasthenia Gravis (MG), İstanbul’da düzenlenen bilimsel sempozyumda multidisipliner bir yaklaşımla ele alındı. Memorial Şişli Hastanesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte, erken tanı ve doğru tedavi ile hastalığın kontrol altına alınabileceği vurgulandı.
Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Özlem Güngör Tunçer’in başkanlığında gerçekleştirilen “Myasthenia Gravis Sempozyumu 2025”te, MG hastalığına dair tanıdan tedaviye kadar tüm süreçler masaya yatırıldı. Nöroloji uzmanları, yoğun bakım hekimleri, fizyoterapistler ve cerrahların katıldığı toplantıda, hastalığın yönetiminde disiplinler arası yaklaşımın önemi üzerinde duruldu.
Her Yaşta Görülebilir, Kadınlarda Daha Sık Tanı Konuluyor
Nadir görülmesine rağmen yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen Myasthenia Gravis’in her yaş grubunda görülebildiğini belirten Prof. Dr. Özlem Güngör Tunçer, hastalığın kadınlarda daha sık teşhis edildiğine dikkat çekti. “MG, bağışıklık sisteminin sinir-kas kavşağına saldırmasıyla ortaya çıkan otoimmün bir hastalıktır. Kaslarda güçsüzlük, özellikle göz kaslarında çift görme, çiğneme ve yutma zorluğu ile kendini gösterir,” dedi.
Tanı sürecinde nörolojik muayenelerin yanı sıra görüntüleme yöntemleri, elektrofizyolojik testler ve kan tahlillerinden yararlanıldığını aktaran Prof. Dr. Tunçer, erken tanının hastalığın gidişatını değiştirebileceğini vurguladı.
“Erken Tanı Tedavinin Başarısını Belirliyor”
Myasthenia Gravis’te erken teşhisin hayati önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Tunçer, “Tüm hastalıklarda olduğu gibi MG’de de erken tanı, tedavi başarısını doğrudan etkiliyor. Otoimmün temelli bu hastalık, sinir-kas bağlantısındaki iletimi bozduğu için erken dönemde tanı konulması, kas fonksiyonlarının korunmasına katkı sağlıyor,” ifadelerini kullandı.
Hekimler, Fizyoterapistler ve Cerrahlar Bilgi Paylaştı
Sempozyumda hastalığın bağışıklık sistemiyle ilişkisi, farklı alt tipleri ve tedaviye yanıt durumları detaylı biçimde değerlendirildi. Elektrofizyolojik testlerin yanı sıra cerrahi yöntemler de gündeme geldi. Özellikle timus bezine yönelik cerrahi müdahalelerin tedavi sürecindeki yeri, alanda uzman cerrahlar tarafından aktarıldı.
Ayrıca, solunum desteği, fizik tedavi ve hasta eğitimi gibi destekleyici uygulamaların da tedavinin ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulandı. Sempozyumda ayrıca “Myasthenia Gravis Hasta Okulu” projesinin bilimsel devamı niteliğinde yapılan bilgilendirme çalışmalarının önemi anlatıldı.
Farkındalık Artırılmalı
MG hastalığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Tunçer, “Hastalarla birebir iletişim kurarak anlaşılır bir dilde bilgilendirme yapmaya özen gösteriyoruz. Farkındalığı artırmak için bilimsel etkinliklerimizi sürdüreceğiz,” dedi.
